dergiden sonra...
o dergide bitince dedik ki; kapalı tribün çocuklarının gidip gelebileceği bir yer olsun.hem taraftar kendi kendine yetebilsin dernek sayesinde, hemde tribüne gelip giden çocuklar sağda solda sürtmesin.ben beşiktaşlılığıma fazla önem vermeyen birisi olsam bir kez açtık olmadı bir daha açtık yine olmadı der, bir daha açmazdım.ama biz beşiktaş'ın adını yürütmek derdindeyiz.şimdi fenerbahcelilerin 1907 taraftar derneği var, taraftar derneği gibi gözüküyorlar, bakıyorsun ütrkiye'de ne kadar fenerli sanatçı, işadamı varsa derneğin içinde.inanılmaz bütçeleri var, bizimkine bakıyorsun, yeri geliyor tüpümüz olmuyor çay yapacak.ama bunların hepsi haz bence.anlayana tabi.
-dernekte nasıl çalışmalar yürütülüyor dahamı organize oluyor dernek olunca, yoksa bürokratikleşmemi başlıyor?
eskiden sabahlarken iki kafa adam bir köşeye çekilir gizlice konuşurdu.sonra orada iki kişinin aldığı kararlar tribüne yayılırdı.şimdi 50-100 kişi toplanıp alıyoruz kararları.son kararları biz veriyoruz, ama insanların görüşüde alınmış oluyor.onlarda katkı yapıyor kararlara.otobüsler dernekten kalkıyor, kararlar orada alınıyor, internetteki forzabesiktas.com sitesi orada hazırlanıyor.insanlar derneğe çok alışamadı ama.hala beşiktaş kapalısı diye bahsediliyor bizden.
-demin konuşuyorduk, yarım kalmıştı.beşiktaş kapalısı'nı farklı kılanlardan biraz daha bahsedelim mi?
şimdi bizim kapalı yetmiş iki milletten oluşan bir tribün.her siyasi görüşten her dinden insan var.ama görüşler çıkmaz ön plana, beşiktaş gol atınca ülkücülerin yanındaki adamın kim olduguna bakmadan sarılıp öpüştüğünü bilirim.
-şu an kapalı'da kaç tane grup var? hepsini ortak tek paydada toplayabilirmiyiz yoksa çarşı bir platform da altında değişik gruplarmı var?
bir kere beşiktaş'ta kaç tane grup varsa, kaç tane dernek varsa abartısız ve istisnasız hepsi çarşı grubu'nun içinden çıkmıştır.bugün numaralı'da bağıran adamda zamanında gelmiştir bizle sabahlamıştır.çoğu insanı ben tanımıyorum ama beni tanıyorlar. şimdi herkesten benim gibi davranmasını bekleyemezsin.adam 35 yaşına gelmiş çoluğa çocuğa karışmış bırakmış tribünü.web kartalları muhalefet ama, oturup muhabbet ettiğimiz zaman "sizinle şu maça gitmiştik, bizde sabahlamıştık, bizde tribünün ortasındaydık" diyorlar.grup siyah-beyaz'a bakıyorum, sana 30 tane isim sayarım, hepsi bizim jenerasyondan.ama bizim gibi değiller, kendilerine başka bir yol çizmişler.beşiktaş için yararlı olanlarla birlikte oluruz.adam zengin olmuş mesela, 40 tane bayrak yaptırıyor.ne güzel.ama şunu da söyleyeyim, web kartalları hiçbirşey yapmadıgı gibi, bir de tribüne köstek oluyor.ben onlara "güzel birşey yapın, web kartalları şu güzelliği yaptı diyelim" dedim.kimse kimseye birşey yaptığı için engel olmaz yani.
-süleyman seba'yı niye protesto etmiştiniz?
tabii "süleyman seba istifa" diye bağrıldığı için, tribün serdar bilgili'ci oldu gibi bir kanı var.halbuki öyle birşey yok.süleyman seba yine gelsin bu klubün başına, ama beşiktaş için iyi bişeyler yapsın.sen hatanı kabul etmiyorsun, yok diyorsun benim dediğim doğru.e ben sana nereye kadar inanayım? 16 sene sabretmişim zaten.ben sana birazda açıl, şeffaf ol diyorum, ne var bunda? tribün için bir çivi çakmamış bir insandır süleyman seba.yoksa serdar bilgili gelmiş hasan arat gelmemiş hiç önemli değil.serdar bilgili başkan olduktan sonra kutlama mesajı olarak "büyük başkan el salla" diye bağırdı tribün, o bile speküle edildi.ayıptır ya, kulübe başkan olmuş bu adam yani, neyini speküle ediyosun bunun? çocuk oyuncağı değil ki milyonlarca beşiktaş taraftarının başkanı abi bu adam, bağırılacak tabi.
-beşiktaş tribünleri tezahürat, yaratıcılık açısından en önde gelen tribündür diye biliyorum ben.bunun kaynağı nedir?
sabah 9'da benim daha afyon patlamamış, "beste yaptım abi" diye telefon açan adamlardan ne beklersin? beste hoşuma giderse angaje ediyorum.
-peki nasıl yaygınlaşıyor bu tezahüratlar?
hasbi diye bir yer var beşiktaş'ta.maçtan önce gidiyorlar, orada bir ön çalışma yapıyorlar.bağırıyorlar, çağırıyorlar sonra tribüne geliyor.
-tribün benimserse zaten söylüyor.
oradaki çocukların yaş ortalaması 15 ile 25.hiç kimse aptal değil, güzel bir şeyi hemen algılar insan.kötü birşeyi bağırmak istemez, ama sadece alen bağırın dedi diye bağırırsa canlı birşey çıkmaz. "işte öyle birşey" bestesi yapıldı, bizde ucundan kıyısından yardım ettik.bu bir kez söylendi, ikinci dönmede bütün tribün benimsedi ezberledi, ama sonraki hafta kastı insanları.demek ki iki haftalıkmış ömrü.bu arada enteresan şeylerde var tribünde.mesela galatasaray yada fenere küfür edildiği zaman çıkan ses, beşiktaş diye bağırılmasından daha fazla çıkıyor. "beşiktaş'ım sen çok yaşa" diye bağırıyorsun, bir bağırılıyor, ses çok güzel, ikinci söyleyişinde ses düşüyor.ama bir hakeme, federasyona, galatasaray'a veya fenerbahçe'ye küfür edildiği zaman inanılmaz bir ses çıkıyor.
-bir de eskiden tribünde anında üretilen tezahüratlar çok büyük zevk ve keyif verirdi.karşılıklı oldugu zaman çok güzel şeyler çıkardı.
onu hıncal uluç'a söyleyeceksin.bence derbi maç kalmadı artık.ne zamanki tribünlerin yarı yarıya verilmesinden vazgeçildi, derbi işi bitti.yani şimdi beşiktaş - fenerbahce maçına derbi diyorlar, ne derbisi? adam orada 60 bin kişi olacağız, biz 2 bin kişi olacağız.oraya diyarbakır, kocaeli gitsede 2 bin bilet alıyor, biz gitsekte.ve hıncal uluç gibi avrupa hayranı, hep avrupa'dan çıkan şeyleri göz önünde bulunduran insanların yüzünden bitti bu.bir kere türkiye gerçeği var, kalkıpda "avrupa'da 19'da başlayan maça taraftar 18.55'de giriyor, herkes tıkıt tıkır yerine oturuyor" dediğin zaman, sen daha türkiye'yi tanımıyorsun demektir.
hangi avrupa ülkesinde buradaki gibi çarpık bir düzen var? ne kadar güzeldi, galatasaray ile fener yanyana geliyor tribün ikiye bölünmüş o ona birşey söylüyor, onlar ona.birgün beşiktaş - fener maçı var, üç yıldızlı komiser çıktı tribüne "küfür edeni dışarı atarım, lan bile demeyeceksiniz" dedi.küfür edemiyorsun, ne yapacaksın? başladık işte küfürlü besteleri "lay lay"a çevirdik, polislerde gülmeye başladı.şimdi hep benzer şeyler var, yaratıcılığı sildiler tribünden.tribündeki insanın yaratıcılığını sıfıra indirdiler.ayrıca maçta küfür edeceksin kardeşim.türkiye'de hayatın içinde var küfür.neymiş avrupa'da küfür edilmiyormuş.ediliyor kardeşim, adamlarda bağırıyor "f.uck f.uck" diye... neymiş, mutlu çelik'e küfür edildiği için maçı iptal edecekmiş.kardeşim ilk defamı sana küfür ettiler? yani baştan beri yapsan anlarım, arkadaşların yapmaya başlasın, sen onlara uy yine anlarım.ama her seferinde göz yumup bir kere erkeklik yapmak olmaz.
-çarşı'nın bugünkü tribün idaresi nasıl oluyor, işleyiş nasıl?
geçmişteki 10 seneye nazaran çok basit bir işleyiş sistemi var.teknoloji ilerledi, çarşı bu kadar tanınmıyordu.şimdi herkes tarafından tanınıyor.kabul etme oranı yükseldi, 15 sene evvel çarşı'yı kabul etmezdi adam, "yok kardeşim, benim semtim var" derdi.bugün bağırdığın zaman herkes bağırıyor "bu alemde kral çarşı" diye.yaklaşık bir 1500-2000 kişi bağırıyor tribünde.
-genç kuşak nasıl peki? eskiden bilet fiyatları ucuzdu, 17-18 yaşındaki gençler gelirdi maça.şimdi kombineler çok pahalı, gençler gelemiyor artık.geleneğini aktarabiliyormusunuz?
ben galatasaraylı olsaydım eğer, adnan polat'tan başlardım birçok galatasaray yöneticisiyle ters düşerdim.çünkü galatasaray tribünü çökmüş durumda.bunun nedeni bilet fiyatlarını yüksek tutup, "ben avrupa'da bu oldum, artık maç bedeli budur" yaklaşımına girmektir.takımı ve taraftarı körükleyen bir grubun olması her tribünde şart.her trenin başında biri var, o olmazsa tran gitmez kalır.bizede aynı şeyi yapmaya çalıştılar bundan 3 sene evvel.kapalı'yı bölmeye çalıştılar.biz ne yaptık, tek vücut olduk tüm kapalı, yaşlısı genci inanılmaz bir savaş verdik.ilk başta konuştuğumuz yere geliyoruz.beşiktaş kapalısı diğer kapalılar gibi değildir.çünkü o kapalı için çok şeyler verildi.kolay kolay ivmenin aşağıya düşeceğini zannetmiyorum.ben galatasaraylı çocuklarada söyledim zaten, verin mücadelenizi kardeşim dedim.biz mesela süleyman seba'ya karşı bir yürüyüş yaptık 4000 kişi sel gibi aktı.zamanı gelmişti, tam zamanında vurduk yani.daha önce yapsaydık bu kadar etkili olmazdı, daha sonrada yapsak olmazdı, tam zamanıydı.beşiktaş tribünü fener ve galatasaraydan daha fakir bir tribün.onun için kombine geçen sene 100 milyondu, bu sene 125 milyon.biz kendi arkadaşlarımızın neyi verip, neyi veremeyeceklerini biliyoruz.